AK Parti'nin seçimlerde beklediğini alamamasının olası sebepleri üzerine tartışılıyor.
Kuşkusuz başta hayat pahalılığı olmak üzere dile getirilen sebeplerin hepsinin de etkisi vardır.
Ne var ki bir yandan da rasyonel okumaları geçersiz kılan durumlarla karşılaşıyoruz. Örneğin İstanbul Beykoz'da AK Parti'nin kaybetmesinde etkili olduğu söylenen faktörlerden biri "depreme karşı alınacak tedbirleri fazla iddialı" olması! Evet, yanlış duymadınız. AK Parti'nin, ilçede rakibine göre "daha kapsamlı bir kentsel dönüşüme" soyunma vaadi, hak kaybına uğrayacağını düşünenlerin blok halinde CHP'ye yönelmesine neden olmuş.
Buyurun buradan yakın.
Muhalefetin seçim zaferinin AK Parti'den çok CHP'de şaşkınlıkla karşılanması da nedene dair net ifadeleri açığa düşüyor.
Ankara Etimesgut'da kanıtladığı liyakatinden ötürü her kesimden seçmenin ortak tercihi olan bir aday yerine, vaatlerini sorulunca "birbirimize sarılacağız" diyen bir ünlünün seçilmesi gerçekten de şaşırtıcı değil mi?
Bu sonuç karşısında Cumhur ittifakı ne yapmalıydı diyebiliriz? Rüştünü ispatlamış bir belediyeci yerine o da tutup daha ünlü bir oyuncuyu mu aday yapmalıydı mesela?
Evet, şimdilik 31 Mart seçimi hakkında söyleyebileceğimiz tek şey, merkez seçmenin Cumhurbaşkanı Erdoğan'la iletişime geçmenin yolu olarak sandığı kullandığı. Tavrını çoğunluklu olarak sandığa gitmeme yoluyla gösteren seçmenler, (katılım yüzde 77) önümüzdeki seçimsiz 4 yıla dair beklentilerinin çok gerçekçi olduğunu hissettirmek istediler.
Yine bugünkü sıkıntılarla gidilen henüz 10 ay önceki Cumhubaşkanlığı seçiminde yüzde 52 oyla seçtikleri Erdoğan ise balkon konuşmasında mesajı aldığını ifade etti.
Son 22 yıllık sandık istatistikleri de seçmenin mesajını algılama konusunda kimin uzman olduğunu açıkça ortaya koyuyor.
***
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ ARTIK YOK HÜKMÜNDEDİR
"Tavşan aday" olduğu yönündeki iddiaları şiddetle yalanlayan "31 Mart'ta görürsünüz" diyen DEM'in İstanbul adayı Meral Danış Beştaş 1 Nisan sabahı İmamoğlu'na şöyle sesleniyordu:
"İmamoğlu bu oylar benimdir demesin sakın, aldığı oylar onun değil. Bizim seçmenlerimiz oraya oy verdi neden? Çünkü AKP'yi cezalandırmak istedi."
Evet Beştaş'ın ideolojisi bir yana, Meclis'teki grup başkanvekilliği performansıyla sahici bir siyasi karakter olduğu izlenemi veriyordu. İstanbul seçimlerinde Kandil seçim stratejisinde piyondan öte olmadığını, ağzından çıkan sözlerinin, iddiasının hükmü olmadığını gösterdi.
Seçmeni göz göre göre aldatmanın bedeli ağırdır.
***
YÜZDE 38'NİN SİYASİ LİDERİ KİM OLACAK?
Mağlubiyetin hep sahipsiz kalırmış ama zaferin ortağı çok olurmuş.
Yerel seçimlerden tarihinde ilk kez birinci parti olarak çıkan (İl genel meclisleri hariç) CHP'de ise taraflar henüz şokta olduğu için hak sahiplerinin pek sesi çıkmıyor.
Ne var ki muhalefet pastası büyük. Kimse kimseye babasının hayrına iktidar bırakmaz.
İstanbul'da yüzde 51 alan İmamoğlu mu muhalefetin aldığı yüzde 38 oyun siyasi lideri olacak? Yoksa Ankara'da yüzde 60'la rekor kıran Mansur Yavaş mı?
Peki ya Genel Başkan Özgür Özel. Tamam emanetçi tartışmaları hala sürüyor. Ben de Özgür Beyin bu iki ismin rekabetinde çok iddialı olmayacağını düşünüyorum. Ama son tahlilde DEM'le de İyi Parti'yle de İstanbul'da CHP'yi masaya oturtmayı başardı. Bu gerçeği kimse göz ardı edemez.
Kemal Beye de geçmiş olsun.
***
BUNLARA NE OLUYOR?
İsrail, Türkiye'deki 31 Mart seçim sonuçları henüz kesinleşmemişken tavrını açık etti. Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ı tebrik etti.
İsrail'in Dışişleri Bakanı Yisrael Katz sosyal medya hesabından "Bu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a apaçık bir mesaj. İsrail'e saldırmak artık işe yaramıyor, yeni malzemeler bulması gerek" noyunu paylaştı.
Adı geçenlerden, CHP'den bir açıklama gelir mi bilmiyoruz ama zor.
Zira genel Başkanları Özgür Özel de Hamas'ı terör örgütü ilan eden ilk muhalefet liderlerindendi.
Peki ya Fatih Erbakan'dan bir açıklama gelir mi?
Zira artık masanın o ayağını temsil ediyorlar. İmamoğlu'nun zaferinde tıpkı DEM gibi payı var.
Sorumlu siyasetçilik bunu gerektirir.